Bir deneyimin ardından insanlar daha çok markaların onlara ne hissettirdiğini hatırlar. Akılda kalan son şey hissedilen duygu olur. Bir web sitesinde yaşanan küçük bir memnuniyet, mobil uygulamada sezgisel bir akış, sosyal medyada samimi bir post… Tüm bunlar toplandığında markanın kimliğini şekillendirir. Duygu insanların zihinlerinde değil, kalplerinde iz bırakır. Kalpte kalan iz zihinde kalan izden daha uzun etkilidir. Çünkü farkında olmadan bir duygu kodu oluşturur.
Harvard Business Review’un 2022 yılında yaptığı bir araştırmasında markalara duygusal olarak bağlı müşterilerin, sadece memnun olan müşterilere göre iki kat daha sadık olduğu ortaya çıkmıştır.
Eğer bir kullanıcı sosyal medyada samimi bir tonla karşılaşıp web sitesinde ciddi, kurumsal bir dil ile karşılaşıyorsa marka ile bağ kuramaz. Zihninde markanın bütünlüğü dağılır. Bu kopukluk, güveni sessizce zedeler.
Forbes CMO Network bu konuda şöyle demekte:
“Markalar sözcüklerle değil, tutarlılıkla inşa edilir. Her temas noktası aynı hikayeyi anlatmadıkça, zihinlerde bütün bir algı oluşmaz.”
Tutarlılık, bir markanın tüketicilerine sessizce verdiği güven mesajıdır.
Kullanıcının markayla her karşılaşmasında benzer bir his, ton ve deneyim yaşaması, o markaya duyduğu güveni derinleştirir. Marka ile kurduğu bağı güçlendirerek sadakatini artırır. Bu, ne reklam bütçesiyle satın alınabilir ne de kısa vadeli kampanyalarla inşa edilebilir. Tutarlı deneyimlerle kazanılır. Marka bütünlüğünü koruyan iletişim stratejisi markanız için yapabileceğiniz en önemli yatırımlardan biridir.
Dijital platformlar artık markaların en güçlü temas noktaları haline geldi. Bir web sitesi sadece bilgi veren bir alan değil, aynı zamanda markanın yüzüdür. Bir mobil uygulama sadece bir araç değil, markayla geçirilen zamanın kalitesidir.
p>Sosyal medya ise markanın sesidir.
Marka algısı çeşitli tekniklerle yapılan araştırmalar sonucu elde edilir. Veriyle kurgulanmış bir iletişim stratejisi reklam ve kampanya bütçelerinizi de verimli şekilde yönetmenizde size avantaj sağlar.
Kullanıcı teknolojiye bağlanmaz, yaşadığı hisse bağlanır. Web siteniz, uygulamanız veya sosyal medyanıza giriş yapıldığında kullanıcı deneyiminden geriye ne kaldığını biliyor musunuz?
İyi bir dijital deneyim, tasarımdan çok daha fazlasıdır. Sade, sezgisel ve markanın kimliğiyle uyumlu bir yapının farkında olmadan sizde nasıl güven hissi bırakabileceğini bir düşünün.
Lama IT, markalar için sadece web sitesi ya da sistemler kurmakla kalmaz; pazarlama iletişimi uzmanlığı sayesinde markaların karakterini dijital ortama taşır.
Bir projenin başlangıcında “Nasıl görünmeli?” sorusuyla değil “Nasıl hissettirmeli?” sorusuyla yola çıkar.
Çünkü markanın dijital yüzünün, markanın sessiz elçisi olduğunu bilir.
İletişim stratejisi doğru kurgulandığında kullanıcı farkında olmadan o markaya yakınlık hisseder, yanlış kurgulandığında ise mesafe oluşturur.
Lama IT, markaların yalnızca “iyi görünen” değil, bir bütün olarak doğru hissedilen dijital varlıklar yaratmalarına yardımcı olur.
HBR, The New Science of Customer Emotions, 2022
